Roma İmparatorluğu yol ağının önemli bir kolunu oluşturan Via Egnatia Yolu, MÖ 2. yüzyıla dayanan bir geçmişe sahip. Arnavutluk kıyılarından başlayıp, Makedonya, Yunanistan ve Bulgaristan’dan geçerek İstanbul’da son bulur. Meriç Nehri kenarından Egnatia Yolu’na paralel giden Egnatia Odos ise günümüzün çağdaş otoyolunu oluşturur. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde trans-Balkan kara yolu olarak kullanılan yol, günümüzde kültürleri ve milletleri birleştiren bir kültür rotası olarak yaşatılıyor. 2007 yılında Egnatia Kültür Rotası, Hollanda’da Via Egnatia Vakfı (VEF) adı altında ortak değer üreterek, kültür rotasını yeniden canlandırmayı hedeflemiş ve başarmış. Vakıf, çeşitli kültürel aktivitelerinin yanında, yol boyunca var olan kırsal alanları da ekonomik alanda canlandırmayı hedefliyor. Ülkeler arasında ortak bir dil olan Egnatia Kültür Rotası, Via Egnatia Vakfı ile birlikte, başarılı işlere imza atmış. Vakfın çalışmalarıyla, yol üzerinde çeşitli milletlerden insanlar etkinliklerin
Şimdilerde pek çok zirveye tırmanılmış olsa da dağlar bir zamanlar oldukça gizemliydi. İşte bu büyüleyici yer şekillerini keşfetmeye başlayan, dağcılık sporunun gelişmesine katkı sağlayan süreci inceledik. Dağcılık tarihsel açıdan incelendiğinde, belli bir tarihten öncesinde bilinmezliklerle dolu. Günümüzün endorfini bol sporu dağcılık, bambaşka zaman dilimlerinde farklı amaçlarla başlamış olabilir. M.Ö. herhangi bir zaman diliminde, ekipmansız bir şekilde dağlara tırmanılmadığını kim ispatlayabilir? Örneğin Kuzey Amerika’nın bilinen en eski sahipleri Sioux’lar, sık sık kendi topraklarındaki dağlara çıkıp, atalarının ruhlarıyla konuşurlarmış. Belki de atlarıyla çıkıyorlardı dağlara kim bilir? Olympos Dağı’nın Eski Yunan üzerindeki etkisini bilirsiniz. Yılın çeşitli dönemlerine Eski Yunan için kutsal sayılan Olympos Dağı sürekli ziyaret edilirdi. Roma İmparatoru Hatran’ın (M.S.126) güneşin doğuşunu seyretmek için Etna’ya çıktığı tarih kitaplarında geçer. Leonardo Davinci’in ilham al
Bir halkı oluşturan her bir üyesinin, dayanışma içerisinde, bulundukları durumdan kurtulmak için verdikleri büyük mücadelenin, küçük bir parçası İstiklal Yolu. 1919’da şartlar ne kadar kötü olursa olsun, umudu her daim yukarıda tutan Türk halkı, geçtiği her zorlu yolu şimdikine ışık olsun diye bir kenarda tutuyor. Önemli bir kültür rotamız olan İstiklal Yolu Yürüyüş Rotası’nın bize öğretecek çok şeyi var. Türkiye Cumhuriyeti Kurtuluş Savaşı’nı, yetişkin diyebileceğimiz her vatandaşın bildiğini düşünerek başlayabiliriz. Bu dönemi, az veya çok, bilen birinin, hüzünlenmesi, gururlanması ve umutlanması çok doğal. Zorlu bir dönem olduğu, pek çok insanın pek çok fedakarlıkta bulunduğunu biliyoruz. İşte İstiklal Yolu, bu fedakarlıkta bulunan insanların oluşturduğu hikayelerden birini oluşturuyor. Anadolu’nun her bir köşesi işgal altındayken, Mustafa Kemal Atatürk ve arkasına aldığı Anadolu halkı, omuz omuza verdiği İstiklal Mücadelesi’nden sağ çıkabilmek için çeşitli yollar denediler.
Yorumlar
Yorum Gönder